Sanatsal Mevzular

 


Hiç dikkatini çekti mi? "Gelir kaygısı gütmeyen meslekler" diye bir kategori var,zengin çocuklarının erbabı olduğu,tamamı değilse bile yüksek bir oranının sanatsal aktivite içerdiği çok az bir kısmının ise sosyal konulardan oluştuğu"uç uç böceklerinin sorunlarını araştırma derneği onursal başkanlığı"yada herbokolog luk gibi şeyler...Ekşi de böyle bir başlık vardı "Birinin zengin olduğunu nasıl anlarsın" diye aha en kralı budur.Birinin yahut çocuğunun seçtiği meslek bu kategorideyse net zengindir.

Zengin deyincede aklınıza Anadolulu iş insanı zenginliği gelmesin bunlar ekseri beyaz türklerden oluşuyor,herşey de olduğu gibi sanatsal mevzular da tabi belli bir zümrenin tekelinde.Nasıl olmasın istikbal kanepelerde büyümüş bir neslin önceliği dayanıklılıktır estetik değil.Geç onu parayı bir şekilde bulmuş o anadolulu iş insanı sanat deyince,Sibel Can konserinden öte birşey anlıyorsa bende birşey bilmiyorum aq.

Anadolu garibanına gelirsek orada durum daha acıklı;varlığından bile haberinin olmadığı birşeyi ihtiyaç olarak hissetmemenin kesin sosyoloji de değilse psikoloji de bir adı vardır da,ben o kadar okumadım okuyanlar yazsın yorumlara.Neyse ne diyorduk beyaz türklerdir evet,yoksa mavi yakalının çocuğuna;sekiz beş mesaisi dışında bir meslek tanımla desen aklına bar pavyon gelme ihtimali Fenerin şampiyonluk ihtimalinden daha kuvvetliydi bir zamanlar,şimdi görece sosyal medyanın yarattığı çeşitli kategoriler mevcut ,bknz:influencerlık,tiktok meme aralamacılığı gibi.Böyle deyincede arıcılık gibi oldu öyle değil ara la ma cılık yanlış olmasın:)

En kıskandığım tipler bu yaratıcı güruh galiba,ay sonu okul taksidini evin kirasını düşünmeden kanıyla canıyla estetik ve sanatsal kaygıları ile çalışanlar,Fakirliğin boyutları olduğu bu zamanda bir pandemi dönemiydi  hatırlar mısınız?Sabancıların yeni yetmelerinden birisi eliptik bisikletini yalının bahçesine koyduğunda,oranın bir evin bahçesi olduğunu tahmin edemeyen kitle,orası yalıdır diyebilen kitle,oha nasıl bir fakirlik yalıdan başka yerde yaşayanlar da insan mı?diyebilen üç türün instagram yorumlarında kapıştığı zamanlar söz konusu boyutlar arasında astral bir seyahata çıkarmıştı beni ajsdfffk! 

😕Biz sokağa çıkamıyoz bu herif niye sokakta

😆ne sokağı mal adam evinin bahçesinde

😱aman tanrım bahçesinde deniz olmayanlarla aynı havayı soluyorum

Kendi objektifimden bakınca çok heveslensem de,hasbel kader creative bir iş yapsaydım bir yerde en büyük kaygım gelir kaygısı olurdu zannımca.Peki bu yaratıcılık sürecine faydalı mı zararlı mı olurdu tam emin değilim.Böyle şeylerin hayali geçince içimden,ebeveynlerime ait "yattığı ahır sekisi,söylediği istanbul türküsü"lafı da adi neon levhalar gibi yanar söner zihnimin ekranlarında.İşte buna "Öğre(t)ilmiş Çaresizlik"diyor ruhu lisanım.Freud'un ruhuna üç gulhü bir elham,0-6 yaşta iç anadoludaki tüm dogmalar bulaşmış ruhumun kumaşına,kesip atsan yırtık derler,çitilemeye kalksan lekeli.Hiç yoktan bu coğrafyada sanatın öneminden haberdar oluşuma şükrediyorum.Kim bilir bende bir yaşta kot tulumumu giyer şu klipteki gibi boyaları tuvallere çarpa çarpa elemimi kederimi sanatla anlatırım:)yahut çamurdan bi boka benzemeyen heykeller yapar sizde binlerce dolara birine sahip olacağız diye gırgıriyedeki pembe gibi milletin saçını başını yolarsınız.Bak gördün mü yine oldu!ne oldu?cihangirde bir galeride sanat üretme fantezisinden gırgıriyeye bağladım:) Freud reis ne derdi kimbilir,ben düşüneyim buldum "Katranı kaynatsan olur mu şeker ,cinsini s.ktiğim cinsine çeker" Bugünlük bu kadar sanat yeter.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ömer Lütfi Lülü Efendi Konağı

Çok Saygıdeğer Kendim

Kırk Kırık Kırılmışlık