Kayıtlar

2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tiredeyşınıl Cleaninglerin İklimlere Etkisi

Resim
  yaşam ünitesine bağlı laptopumu emekli ettim,yerine yepisyeni aletler aldım.Artık evdende yayına bağlanabileceğim ayhh!Son zamanlarında isten eve taşıyıp yormadım hiç rahmetliyi,adın laptop ta olsa yaşın kemale erdiyse e-atık olacağın günler yaklaşmış pekde farkın kalmamıştır sabit bir bilgisayardan. Gençliğinde onun bana verdiği kolaylığı yaşlılığında bende ona verdim anlayacağın.Büroda yata yata öldü rahmetli. Farkettin değil mi okuyucu eski bir laptopla başlayıp saatlerce konuşabiliyorum bu da benim defom yahut yeteneğim, artık takdir Türk milletinin.Geleneksel güz temizliği yapıyorum evdeyim zencefil çayımı içerken fıtıfıtı yazıveriyorum işte teknoloji negüssel bazen.Nemli perdelerin ve buhar makinesi ile tüm mayklarını öldürdüğüm halıların arasında sapıkça bir mutluluk yaşıyorum.Gerçek obsesifler bilirki temizlik sadece bezle biryerin tozunu almak değildir.dün cam sildim yağmur yağdı hava 10 derece soğudu,bu da benim başka bir yeteneğim.Kaynanama göre sık sık silsem iklim değişe

Rüyalar Mesajlar

Resim
  Yıllardır okulların açılış arefesinde tekrarlayan bir rüya görüyordum.Önceki yıllar güler geçerdim,o zamanlar Freud ile bu denli samimi değildik.Neyse rüyamın özeti şuydu;lisedeyim okul açılıyor ben hazırlanıyorum ve külotlu çorabım yok!bazen etek,gömlek de eksik olmuştur ama ağırlıkla çorabım olmuyordu.Sonraki yıllar tekrarlayan şeylerin esrarını özellikle rüyaların derin anlamları olduğunu öğrendim/anladım.Bir profesyonel gibi değilse bile rüyadaki o duyguyu,duyguya ait kökleri izlemek üzerine çalışıyorum. Rüyadaki her objenin hayatımızda bir karşılığı olduğunu duymuştum bir uzmandan,galiba rüyalar ile ilgili duyduğum en sağlam bilgilerden birisi buydu.O yüzden ayy gelinlik gördüysen sana kısmet var diye yorumlanması bana göre saçma. Misal bu benim tekrar eden rüyadaki çorabı,yetersizlik,çaresizlik gibi hislerle eşleştirdim belki birazda mükemelliyetçilik ama içinde bolca onay ihtiyacı olanından.Bunu çözdüm diyemidir yoksa bu duyguların hayatımdaki sıralamasını değiştirdim diyemidi

KENNEDY'İ BEN VURDUM!

Resim
 42.yaşıma yaklaşırken bakıyorumda,yok be rakamlar ile ilgili hiç bir problemim yok.Hatta bu yıl iyice belli olan saçımdaki akları o kadar sevdimki ortaokuldan beri boyattığım saçlarımı kıyıp boyatamadım.muhtelif çizgilerim ile dönüştüğüm kadını içimi dışımı ayrı seviyorum.Bir sabah uyanıp saçlarımı platin sarısı yapacak deliliğimde sevdiklerime dahil.Geçen oğlum okulda arkadaşları ile spotify çalma listeme bakıp güldüklerini anlattı."anne bunları dinleyemezsin"ile ayarda verdi aklınca.Nokta nokta yaşda ne yapılır ne yapılmaz argümanının hep pazar değeri olacak bu memlekette.Ergenliğine verdim,zaten 42 yaş olgunluğu bunu gerektirmez mi😏 Dil kursuna giderken üniversiteli genç kızlar -aa 35 yaşında mısınız 35te böyle mi gözükeceğiz ne güzel deyip beni onore ederken yaş algısının genç yaşlarda nasıl garip olduğunu hatırlatmıştı.Bende on sekizimde çok farklı değildim.40 ne aq.ölsen mi🙈Bu anekdotu anlattığım bir enerji vampiri gözlerimdeki ışıltıyı farketmiş olacakki  demiştiki

Yaşlı Beyaz Eşyalar

Resim
  Yaşlanmak,yaş almak,olgunlaşmak.Hayatta çoğu şey gibi bu kelimelerin anlamları-hissettirdikleri bence kişiye özel.Okan Bayülgen bir gün yaşlanmayı katılaşmaya benzetip, katılaşmaktan korktuğundan bahsetmişti.Yaşanmışlıklar suyun makine rezistansında bıraktığı kireç gibi zamanla birikebilir yahut aileden miras makinalarla yola çıkmışsak bünyede söz konusu katılık yeni yetme telefondaki tiktok gibi yüklü gelir .Örnek kişinin kayda değer hayal kırıklıkları,yaşanmışlıkları olmamasına rağmen bir bakıyorsun değil calgon la baltayla girsen parçalayamayacağın kayaçlar oluşmuş ruhunda.Bazen sadece kromozomları değil adına prensip falan dedikleri süslü mutsuzlukları yetersizlikleri de devralırız aileden.Onsekizlik bedenlerde yetmişlik ruhlara rastlarsanız bundandır sebebi.Tam tersi yetmişlik bir bedende onsekizlik bir ruh da mümkündür ama söz konusu kimsenin sahip olduğu şey  ruh tazeliğimi yoksa iflah olmaz bir hamlık mı olduğunu ayırt etmek için yetkili servis gibi çatalı gösterecek açıdan e

Ergen Erkeklere He Deme Rehberi

Resim
  Öğleden sonra iki yıldır batan tırnağından bir operasyon geçirecek.Sabahında okula karne almaya gidecek aradaki sürede, eve mi ofise mi geleyim diye sordu.Ofise gel dedim.Sandaletlerini giymesini tembihledim.İki yıldır bu illetle uğraşıyor,kaliteli bir sandalet almıştım en azından yazları ayak parmakları özgür kalsın diye ama ısrarla giymedi niye?ergenuslara göre deri sandaletleri sadece dedeler giyermiş bir de boomerlar.Adidas yahut nike terlik alsaymışız onun yerine blabla.Sen seçtin bu sandaleti desen muhabbet çıkmaz bir sokağa gireceğinden, nike terlik alınmadı o deri sandalet giyilmedi o tırnak da iyileşmedi.Sonuç nush ile uslanmayan akılsız başların ayakları hikayesi.İnanıyorum bir cerrah benden daha efektif olur sorun çözme konusunda.Neyse sabah dedimki bugün giy o sandaleti ayağından operasyon geçirince basketbol ayakkabısını giyemezsin.Yaw ne alakası var tırnağım ayakkabıya değmiyor ki dedi.Yavrum operasyon bandaj sargı demedim.Dedim ki sen hazırla kapının önüne koy ofise gö

Small talk

Resim
Birbirimizi asla tanıyamayacağımız bir tanışlık çabasında; -Sen ne iş yapıyorsun ya? dedi. Dış görünüşten sonra karşındakini tanı(mla)yabilmek için elzem bir maddeye gelmiştik, Ünvanım çınladı ağzımdan çıkan her ses kulağıma yabacılaşırken. -hah maşallah!dedi. Hemen ardından aynı ortaokuldan mezun olduğumuzu öğrenince; -bak görüyor musun ,annemler kız lisesi diye tutturmasaydı bende belki ahjfkujllp dedi. Sonunda ağzından çıkan harfler kelimelere dönüşecek kadar sağlıklı olmayınca bizim tanışlığımız gibi ölü doğdu. Severek taşımadığı ünvanından emekli olacak kadar olgun(devlet nazarında) ebeveynlerini suçlayacak kadar minik bir çocuktu o an benim nazarımda. Başkalarını şuçlamak konudan bağımsız çok konforlu bir yer.Bu konforu kırkbir yıllık ömrümün son üç yılında farketmiş biri olarak söylüyor,bir ömür bunun ardına saklanarak yaşayanlara da götümle gülüyorum. Neyse o hayatında şikayet ettiğin,yüzde yüz başkalarının suçu olabilir mi?  yetersizliğimiz,tembelliğimiz,konfor alanından gidem

Kumda oynayanlar/Kendisi ile kavgalılar

Resim
  Kendi başınalığın tadına bakıyorum uzunca bir zamandır.Leziz bir kurabiyenin gevrekliği ile iyi demlenmiş o kahvenin damakta erimesi gibi.Her gün aynı şeyler ama hiç şaşmayan o  lezzet kalıyor günün sonunda.Bazen korkuyorum bu histen zira bugüne kadar öğrendiklerimden uzak şeyler bunlar.  İnsan sosyal bir varlıktır,acılar paylaşarak azalır,mutluluklar filan da artar diyor zihnim ara ara! Bazen öyle midir'e düşürüp kafamı karıştırsa da zaman zaman  aslına bakarsan çoğu zaman "si.tir pezevenk" diyorum o iç sese.      Niye Pezevenk ona da açıklık getireyim;beynimin çükü var benim!Daha da anlamayanlara şöyle tarif edeyim; siz soyut şeylerin kokusu yahut cinsiyeti olduğunu hiç düşündünüz mü?Bir yerde duyguların tatlara benzetildiğini duymuştum o gibi ama benimkiler biraz farklı.Zihnimin,kalbimin içimdeki çoğu şeyin hatta şu yaşlarda ebeveynlerime ait olduğunu  öğrendiğim   seslerin bile etten kemikten bedenleri,karakterleri hatta abuk sabuk huyları var benim dünyamda.    Ben

Sanatsal Mevzular

Resim
  Hiç dikkatini çekti mi? "Gelir kaygısı gütmeyen meslekler" diye bir kategori var,zengin çocuklarının erbabı olduğu,tamamı değilse bile yüksek bir oranının sanatsal aktivite içerdiği çok az bir kısmının ise sosyal konulardan oluştuğu"uç uç böceklerinin sorunlarını araştırma derneği onursal başkanlığı"yada herbokolog luk gibi şeyler...Ekşi de böyle bir başlık vardı "Birinin zengin olduğunu nasıl anlarsın" diye aha en kralı budur.Birinin yahut çocuğunun seçtiği meslek bu kategorideyse net zengindir. Zengin deyincede aklınıza Anadolulu iş insanı zenginliği gelmesin bunlar ekseri beyaz türklerden oluşuyor,herşey de olduğu gibi sanatsal mevzular da tabi belli bir zümrenin tekelinde.Nasıl olmasın istikbal kanepelerde büyümüş bir neslin önceliği dayanıklılıktır estetik değil.Geç onu parayı bir şekilde bulmuş o anadolulu iş insanı sanat deyince,Sibel Can konserinden öte birşey anlıyorsa bende birşey bilmiyorum aq. Anadolu garibanına gelirsek orada durum daha acık

Balo Sokak No:16

Resim
  Daha ilk İstanbul ziyaretimde çekmişim bu fotoğrafı.Sonra bu güzelliği tab ettirip koymuştum ikea çerçevelerin tekine,tüm dijital anıların inadına. Sonra benim arada nükseden ev araştırmaları sırasında çıktı karşıma bu evin hikayesi.Cumhuriyet gazetesi 3Şubat 1985 baskısında Atilla Dorsay'ın bir köşe yazısında.Şimdilerde yok olmuş yazık olmuş Şehir Üniversitesi'nin arşivinde bulmuştum bu gazeteyi. https://drive.google.com/file/d/1PUW7EZs75qtpCWkxCFqFl8POHXLGGepW/view?usp=sharing Çok severek takip ettiğim Levent Civelekoğluna ait bu blog yazısında detaylıca Balo sokak ve bu ev anlatılmış ama yazar da evin hikayesine ulaşamamış.Ben 2018 yılında hemen bloga yorum bırakıp evle ilgili gazete arşivinin linkini paylaşmıştım ama blog sahibi postunu güncellemedi. Evle ilgili sadece Atilla Dorsay'ın aktardığı kısmını öğrenmiş olsamda,devam edeceğim evimizin eski sahibesi Aleksandra Kardomenis'i araştırmaya. 16 numaranın hikayesini merak ederek başlayan bu hikaye aynı sokataki

Çok Saygıdeğer Kendim

Resim
  Bu yıl tamda 40 yaşındaydın.2023 sana hayatı sorgulattı kendini sorgulattı.Yaş aldıkça herşeyi yerli yerine koymak ile ilgili beklentilerini es geçip mevcut şeylerin yerinden oynamaması için çok çabaladın.Sonra "yerli yerinde"dediğin şeyleri "çaba "diye tanımladığın şeylerle birlikte masaya yatırıp bir dahi sorguladın.İç piyasana ait kıymetli menkulleri arz ettiğin pazarlarda analizler yaptın.Doluya koydun aldıramadın,boşa koymaya artık bu yıl çabalamadın.İlişkilerindeki fayda maliyet analizinin tutmadığını o ara anladın.Herşey tespit perdesini aralaman ile başladı ardından anlamaklar kabullenmekler valizlerini kapıp geldiler kapına.Sonraki günler tam bir curcunaydı,en entelijansiya söyleşilerde soluksuz kaldığınızda oldu,bir pavyon ezgisi ile zilleri takıp dört kol çengi kıvırdığınızda.Neyi ellerini açıp dilendinse ondan mahrum bırakıldın bu yıl.Sonra ilahi bir ses "köre yüzünü, sağıra sözünü süsleme"dedi.Sağırlara ve körlere tekrar meramını anlatmaya g